Evinizde bir Cumartesi sabahı, ailecek geçirilecek güzel bir hafta sonu sizi bekliyor! Sofrada mis gibi kahvaltı hazırlanmış, çocuklar neşeyle konuşuyor, her şey yolunda gibi. “Bugün harika bir gün olacak!” diye geçiriyorsunuz içinizden. Sonra planlar yapılmaya başlanıyor: Parka mı gitsek, alışveriş merkezine mi, yeni tatlar mı denesek, çocuk tiyatrosu mu baksak? Çocuğunuz tutturuyor: “Ben oyun parkına gitmek istiyorum!” Eşiniz iş yerinde zor bir hafta geçirmiş, duruma kayıtsız: “Ben arabada bekliyorum, karar verin.” diyerek çıkıyor. Bir anda bu güzel sabah yerini kaosa bırakıyor. Çocuğunuz ağlıyor, “Çişim geldi!” diye bağırıyor. Siz telaşla çantasını toplarken eşiniz çoktan arabaya geçmiş bile. Daha kapıdan çıkmadan gerginlik yükseliverdi.
Bu tablo tanıdık geldi mi? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Birçok aile, hafta sonunu keyifli bir şekilde geçirmek isterken, beklenmeyen küçük pürüzler yüzünden kendini stresli bir ortamın içinde buluyor. İşte “hafta sonu gezme gerginliği” diyebileceğimiz bu durumu çözüm olabilecek birkaç pratik öneri ve içten bir yolculuk.
Neden Hafta Sonları Bu Kadar Zor Olabiliyor?
Hafta sonları, hepimizin biraz nefes alıp ailece güzel vakit geçirmeyi hayal ettiği zamanlar. Ancak işler her zaman planlandığı gibi gitmeyebilir. Çocuklar farklı isteklerle gelir, eşinizin kafasında başka bir fikir vardır, siz ise belki de herkesi mutlu etmeye çalışırken kendi keyfinizi kaçırırsınız.
Peki ufacık şeyler nasıl bu kadar büyük bir gerginlik yaratabilir? Aslında cevap basit: Beklentiler, hazırlıksızlık ve stres.
Hafta Sonları Daha Huzurlu Hale Nasıl Gelir?
Bu gerginliklerin önüne geçmek için bazı küçük değişiklikler yapmak işe yarayabilir. “Plan yapalım, disiplinli olalım” gibi sıkıcı önerilerden bahsetmeyeceğiz. Daha gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşalım:
1. Herkesi Dahil Etmek İyi Bir Fikir Olabilir
Hafta içinden küçük bir aile toplantısı yapın ve herkese eşit katılım hakkı tanıyın. “Bu hafta sonu ne yapmak istersiniz?” diye sorun. Çocukların fikirlerini dinleyin, fikirlerini anlatamayacak yaştaki çocuklarınızın isteklerini gözlemleyin ve plana dahil edin, ebeveynler olarak neye ihtiyacınız olduğunu anlayın ve sonra herkesin fikirlerini harmanlayarak bir plan yapın. Örneğin, sabah parka gidip çocukların eğlencesine katılalım, öğleden sonra kısa bir yürüyüş yapıp akşam ailece film izleyelim gibi.. Herkesin bir isteği gerçekleştiğinde ve birey olarak duyulduğunu, görüldüğünü hissettiğinde gerginlik azalacaktır. Bu sayede sadece daha huzurlu bir hafta sonu geçirmekle kalmaz, çocuklarınıza ailedeki tüm bireylerin istek ve ihtiyaçlarına saygı duymayı, kendi istekleri için sıra beklemelerinin anlamını gösterme fırsatı yakalayabilirsiniz.
2. Esnekliğinizi Yanınıza Almayı Unutmayın!
Her şey plana göre gitmek zorunda değil. Trafik çıkabilir, çocuğunuz huysuzlanabilir, eşlerden biri son anda fikrini değiştirebilir. Bunlar hayatın bir parçası. Böyle durumlarda yanınıza aldığınız esnekliğinizi çıkarmak, suçlama ve öfke anlarını fark edip ilginizi başka yere çevirerek sakinleşmek günün devamını kurtarabilir. Çünkü hepimiz yaşamışızdır ki, bazen en güzel anılar, plansızca gelişen günlerde birikir.
3. Gezmede Sadeleşme Olur mu?
Hafta sonu demek çoğunlukla 2 gün demek fakat tüm zamanı etkinliklerle doldurmak zorunda değiliz. Hafta sonu tatilinin “kaliteli zaman” geçirme kaygısı ile stres yüklü olması zorlayıcı olabilir. Tüm aile bireyleri için anlamlı olan tek bir aktivite ile geçen zaman, her saati farklı bir programla doldurulmuş fakat gerginlik içinde geçen bir hafta sonundan daha iyi hissettirecektir. Daha az plan, daha az stres demek olabilir.
Sonuçta İhtiyacımız Olan Beraber Olmanın Tadını Çıkarmak
Hafta sonları, “kusursuz” olmak zorunda değil. Aslında hepimiz için önemli olan beraber olmanın keyfini çıkarmak, mükemmel bir gün yaşamak değil. Bazen evde battaniyenin altına girip birlikte film izlemek, hep birlikte lego oynamak, mutfakta birlikte bir şeyler hazırlamak, evin işlerini birlikte paylaşmak dışarıdaki en güzel planlardan bile daha tatmin edici olabilir.